''Anadolu Şehir Efsaneleri ve Hikâyeleri'' İsrafil ALTINER çok özel çalışması Tükenmeden Alın.
Anadolu’nun tarihini, kültürünü tanıtmak için elimizden geleni
dilimizin döndüğünce yapmaya çalıştık.
Kitabın adından da
anlaşılacağı üzere; (Anadolu Şehir Efsaneleri ve Hikâyeleri) Anadolu’muzun
isimlerinin hikâyelerini merak edip, tek tek araştırdık ve şuan elinizdeki, bizim için çok değerli olan bu eseri ortaya çıkardık. Bir solukta okuyup,
anlamanız dileğiyle, umarım beğenirsiniz.
ARKA
KAPAKTAN BİR HİKÂYE
Söze Anadolu’dan Başlayalım

Anadolu’nun
dili burada çözülür. Bir ihtiyar anlatır uzun uzun …
Bir Türk sultanı, asker
toplayıp sefere çıkar, dağ, taş, dere tepe aşarlar. Ağustos sıcağı dudakları
çatlatır, damakları kurutur. Asker susuz, su mataraları boş, işte tam bu sırada
omzunda ayran bakracı, ak saçı lime lime, heykel gibi bir ana görünür. Yanık
bağırların, susuz mataraların tek umudu bu şefkat sembolü ihtiyar ana da. Kadın
yaklaşır yavrularım der hoş geldiniz alın ananızın ak sütü gibi helal olsun
için ayranımdan omzundan bakracını indirir, buradaki taş oluğa doldurur. Asker
oluğa üşüşür, mataralarını doldururlar …
—Doldur oğlum!
—Doldur yiğitlerim
—Ana dolu.
İhtiyar
ana (doldur!) dedikçe, Askerler (ana dolu!) diyerek, buz gibi ayranla
bağırlarını serinletirler. Bir bakraç ayran, bir orduya yeterde artar bile. O
günden sonra, bu kutsal topraklara (Anadolu) deyiverir herkes.
Oluğun
yanı başındaki mezar, bu ihtiyar ananındır. Ziyaret edilmesi gerekmektedir.
Daha doğrusu bu mezar, bu toprakları kanıyla sulayan yiğitlerin anası,
Anadolu’nun ta kendisidir. Bu taş oluğu, bu adsız mezarı Anadolu’nun her
köşesinde bulabilir, bu hikâyeyi her yerde duyabilirsiniz.
Batılı coğrafyacıların çoğu
zaman (Küçük Asya) dedikleri Anadolu adı (Anatolos)’ dan gelmekte. Batı
kaynaklarında bu ad (Anatolia) olarak geçer. Genel olarak İslam âlemi ve Araplar,
Doğu Roma toprakları içinde kalan Anadolu’ya (Memalik-i Rum) demişler, öyle
tanımışlardı. Türkler (Anatolia) adını (Anadolu) olarak Türkçeleştirmiş, bunu
bir ananın kutsal şefkatine bağlamışlardır. Tol kelimesinin (Yurt-Mekân) demek
olduğunu söyleyenlerde vardır.
Şüphesiz bu ilmi bir çalışma
değildir. Belki bir folklor derlemesi diyebilirsiniz. Ama ne denirse densin,
Anadolu’da nereye giderseniz gidin, Şehirlerin, Kasabaların ve Köylerin adları
üzerine çeşitli hikâyeler ve efsaneler dinlersiniz. Biz bazı örneklerini
verdik, bazen benzerlini bazen de çok farklı olanlarını duyabilirsiniz.
Gerisini siz getiriniz, sorunuz ve araştırınız…
Şimdi biz
bu Ana’nın irili-ufaklı çocukları olan şehirlere dönelim ve adlarını
okuduğumuz, yâda dinlediğimiz hikâye ve efsaneleriyle dillendirelim.
Tedarikçi Firma
AZİM DAĞITIM
|
Yayıncı firma
ANADOLU KÜLTÜR VE TURİZM DERNEĞİ
Adres; Halil Rıfat paşa cad. No;25–1 varyant –KONAK/İZMİR
İletişim;0 532 328 17 35 mail;anadolukulturveturizm@gmail.com
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İsrafil ALTINER
| |||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Tedarikçi Firma;
AZİM DAĞITIM
|
Hiç yorum yok: