KENDİSİNİ YENİLEYEMEYENLERİN BEYİNLERİ DUMURA UĞRAMIŞTIR
Dumur
: Fizyolojik anlamda bir organın beslenemeyerek küçülmesi anlamını
içermektedir. Bir başka deyişle beyninin %90 nını kaybedip bilincini kaybetmeme
olarak da adlandırılabilinir. Neden böyle bir tanım yapmayı gerekli gördüm.
Çünkü, bu gün kü yazımın konusu beyinleri dumur'a uğramış yüz binlerce
kişilerin içler acısı durumarını inceleyeceğim.
1968
kuşağı olarak adlandırılan ve Devrimci mücadele içinde etkin bir yeri olan bir
şahsiyetim. Ülemiz o dönemde Amerikan emperyalizminin denetimindeydi.
Emperyalizmin yerli uşakları tarafından yönetilen ülkemiz'i bağımsız bir ülke konumuna
getirebilmek için tüm gücümüzle mücadele etmekteydik. Bu mücadelemiz halkımızın
desteği ile güçlü bir duruma gelmişti. Emperyalistler bu gelişimden hoşnut
değildi. Gelişmeyi engellemek için Ülkü ocakları teşkilatını Devrimcilere karşı
kullanarak gelişen Devrimci harekata engel olmaya çalıştılar ve bunda da kısmen
başarılı oldular.
Dev Genç militan kadrosu güçlü bir konuma gelmişti. Halkın çok büyük bir teveccühü vardı. Sivil Toplum kuruluşları, Sendikalar sanatçılar ve her kesimden insanlar Devrimci harekata sempati duymaya başlamıştı. Ülkü ocakları Devlet desteğini de arkasına alarak tek başına gelişen bu akımı durdurma gücüne sahip değildi. Amerikan istihbarat örgütü emrinde görev yapan MİT e görev verildi. Mahir Kaynak isimli bir MİT görevlisi Dev Genç merkez yürütme kurulu içine sızdırıldı. Bu zat Devrimci hareketin militan kadrosunu imha ettirdi. Devrimci Liderlerin bir bölümünüde yakalattırarak idam ettirdi. Bir çok Devrimci savaşçılar öldürüldü. Mahir Çayan ve arkadaşları Kızıldere de bir evde kıstırıldılar. Bu olayda Ertuğrul Kürkçü sağ olarak yakalandı. Mahir Çayan ve dokuz arkadaşı imha edildi. Bu gün PKK nın Milletvekili olan bu alçak adamın sağ olarak çıkması halen bir muammadır. Bu alçak o günde Amerika'ya köpeklik ediyordu bu günde Amerika'ya köpeklik etmektedir. Mahir Çayan ve arkadaşlarını ihbar eden bu alçaktan başkası değildi.
Devrimci
harekat çok büyük bir darbe aldı. İllegal anlamda bitti diyebiliriz. Deniz
Gezmiş ve arkadaşları da idam edildiler. Legal anlamda gelişen sol harekatın
merkezi CHP oldu. CHP yide bitirmek için Bülent Ecevit'i MİT görevlendirdi. CHP
ye Genel Başkan yaptı. Ecevit'te Mahir Kaynak kadar mahir çıktı. Böylece sol
hatekat rahmete kavuştu. Ülkede sol mol diye bir şey kalmadı.
1980
yılına kadar mücadele veren tüm Devrimcileri saygı ve minnetle anıyorum. Hepsi
samimi bir şekilde canlarını ve mallarını ortaya koyarak Emperyalizme karşı
onurlu bir mücadele verdiler. Tarık Akan da bunlardan birisiydi. 1980 sonrası
Devrimciyim diye geçinen her kesin Devrimciliği sorgulanmalıdır.Şimdi gelelim
madalyonun diyer yüzüne. 1980 yılına kadar Devrimciler en çok kitap okuyan,
ülke ve Dünya gündemini takip eden insanlardı. 1980 sonrası Devrimcilerin bir
bölümü alkolik oldu. Diğer bir bölümü kabuğuna çekildi. Etliye sötlüye
karışmayan bir vaziyet aldı. Dev Genç yerine Sev Genç kuruldu. Ülkü ocakları
mensupları da en az Devrimciler kadar mağdur edildiler. Onlarında bir bölümü
çek senet mafyası oldu. Bir bölümü de ekonomik çıkar peşine düştü. Samimi bir
bölümüde ülkü ocaklarında varlıklarını devam ettirmeye çalıştılar.
Ülkücülerinde kitap okuma gibi bir alışkanlıkları yoktur. Gelelim AK gençliğe;
AK gençlik okuyan, ülke ve Dünya gündemini takip eden, sabırla bekleyen,
eğitimlerini dört dörtlük tamamlamaya çalışın bir kesim haline geldi. Çok
çalıştılar ve kazandılar. Geniş bir halk desteği ile AKP iktidarını
gerçekleştirdiler. 14 yıl gibi bir süre ülkeyi tek başlarına yönettiler. Yeni
seçim olsa yine ezici bir çoğunlukla iktidar olabilecek durumdadırlar. Son on
yılda yapılan hizmet doksan yılda yapılanlardan daha fazladır.
Recep
Tayyip Erdoğan Ülkemizin ve Dünyadaki tüm mazlum ülkelerin lideridir. Yüz yılın
en büyük Devrimcisidir. Dünyada yapılan haksızlıklara tek başına karşı çıkan,
Dünya beşten büyüktür diyerek Dünyayı yeniden dizayn edebilecek tek Dünya
lideridir. Bu gün Birleşmiş Milletler Genel kurulunda yaptığı konuşma ile
bizleri onurlandırmıştır. Tüm Dünya Ülkemiz Liderini konuşuyor. Haçlı
Şeytanların tümüne karşı haklı mücadelesini tek başına delikanlıca yürütmektedir.
"Ülkemi ben yönetirim. Sizin yönetmenize izin vermem." diyen tek
Dünya lideridir. Almanyada bir dergi Erdoğanı kapak yapmış elinde bir kılıçla
en büyük diktatör diye yazmıştır. Avrupa'nın diyer ülkelerinin çoğunda Erdoğan
aleyhine söylenmedik hiç bir şey kalmamıştır. Şerefsizce Namusuzca atılan
iftiralarla karalanmaya çalışılmıştır. Amerika denen alçak ülke Fetö terör
örgütü vasıtası ile ülkemizde ihtilal yapmaya çalışmıştır. PKK, PYD gibi
örgütlere destek olmuş ülkemize karşı savaş başlatmıştır. Hem Avrupa'nın haçlı
Şeytanları hem de Amerika'nın istihbarat elemnları PKK saflarında ülkemize
karşı savaşmaktadırlar. Ülkemiz bir yandan bu alçaklarla şavaşırken bir
yandanda Devletimizin içine çöreklenmiş Fetö ve PKK militanlarını temizlemeye
çalışmaktadır. Her anlamda kurtuluş savaşı'nı yeniden vermekteyiz.
1980
öncesi Devrimci arkadaşlarımız Amerika'nın altıncı filo elemanlarını denize
döktü. Deniz Gezmiş İsrail baş konsolusunu kaçırdı. Ankara Tuslok tan Amerikan
askerlerini kaçırdı. Tek bir sloganı vardı Devrimcilerin" Tam Bağımsız
Türkiye. Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi " Şu anda ülkemiz anti
emperyalistler tarafından yönetilmektedir. Devrimciyim diye geçinen ve ne yazık
ki 1980 yılında kalan yüzbinlerce beyinleri DUMUR a uğramış olanların
varlığından ancak üzüntü duymaktayız. Ben bu zavallı varlıklara diyorumki; ben
1980 öncesinde de Devrimciydim Emperyalizme karşı mücadele ediyordum. Şimdide
Devrimciyim Emperyalizme karşı Devletimle birlikte mücadele veriyorum. Siz neredesiniz?
Erdğan düşmanlığı gözlerinizi kör etmiş. Erdoğan bu gün var yarın yok. Mesele
Erdoğan meselesi değil. Açın gözünüzü. Olup bitenleri görmeye çalışın. Mesele vatan
meselesidir. Vatanımıza göz diken ve bizi yok etmeye çalışan düşmanlarımız ve
onlara karşı duran vatan evlatları var. Meseleye bu perspektiften bakmalısınız.
Yazıklar olsun. Avuşturun gözlerinizi görmeye çalışın. Ne ülkemizde olup biteni
ne de Dünyada olup biteni tahlil edemiyorsunuz. Neden Erdoğan'a düşman olduğunuzu
da mantıklı bir şekilde izah edebileceğinizi de sanmıyorum.Tarık Akan sosyal
medyada bir şey paylaşmıştı " Köy köy dolaşıp AKP ye ve Erdoğana oy
vermemelerini istiyeceğim" demişti. Aynen Sözcü Gazetesi. Aynen Can
Dündar. Aynen Yılmaz Özdil. Aynen Emin Çölaşan. Aynen Oda tv. Aynen Halk tv. Aynen
Levent Kırca. Aynen Doğan Medya Gurubu ve benzerleri gibi. Erdoğn'a kin kusan.
Erdoğan'la yatıp, Erdoğanla kalkan. Erdoğandan başka dertleri olmayan, Eroğan
gitmesi için düşmanla işbirliği yapacak kadar gözü dönmüş kin kusan bu gürüh
dış güçlerin bir projesi olduğu tartışılmazdır. Bunlar, DUMUR a uğramış
yüzbinlerce beyini de yönetenlerdir. Avrupalı Haçlı Şeytanlarla ve Amerikan
emperyalistleri ile ayni çizgidedirler.
Bahçeli
ve onun gibi düşünenlerin Allah eksikliklerini vermesin. Milli
değerlerimizdirler. Erdoğan düşmanlığı gibi birde sözde Ülkücüler var Bahçeli
düşmanları. Her iki kesim biribirlerinin aynısıdır. O ülkücü denen adamlar
seksen öncesinde Emperyalistlere hizmet ediyorlardı. Şimdiki solcularda o sözde
ülkücülerle aynı noktada birleştiler. Ülkemizi yok etmeye çalışan emperyalist
güçler yerli işbirlikçi bulma konusunda sıkıntı yaşamayacaklardır. Bir çok
taraftarları ağa babalarını beklemektedirler.
Şartlar
ne olursa olsun. Allahın izniyle bu ülke 2023 yılında Dünyanın yedinci büyük
ülkesi konumuna gelecektir. hiç bir güç ülkemizin gelişmesine engel
olamayacaktır. Çünkü bu ülke için gözünü kırpmadan canını feda edebilecek on
milyonlarca yurtsever vardır. Allah beyinleri DUMUR a uğramış sözde solcu ve
sözde Ülkücülere akıl ve fikir vermeyi nasip etsin. Saygılarımla.
KHA-
KHA-
İDRİS ORTAKAYA
Hiç yorum yok: