Atalay Filiz’e rapor şoku

Tuzla'da öğretmen Fatma Kayıkçı'yı öldürdüğü iddiasıyla, ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Atalay Filiz, yeniden hakim karşısına çıktı. Geçtiğimiz Şubat ayındaki ilk celsede psikolojisi iyi olmadığı için savunma yapmayan, bir önceki celsede de savunma yapmayacağını kafa işaretiyle anlatan Filiz, bu celse, “ben daha önce Sulh Ceza Mahkemesi’nde ve savcılıkta savunma yapmıştım. O savunmalarımı tekrar ediyorum. İfademe bu aşamada eklemek istediğim bir şey yoktur” derken, beraatını da istedi. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi tarafından mahkemeye gönderilen raporda ise, Atalay Filiz’in cezai ehliyetinin tam olduğu belirtildi.Filiz’in yargılandığı dosyaya Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin raporu bugün ulaştı. Hastane raporunda Filiz’in ceza ehliyetinin tam olduğu belirtildi.Anadolu 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Atalay Filiz, müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada kimlik tespiti yapılan Atalay Filiz, kimliği hakkında doğru beyanda bulunduğunu, yüklenen suç hakkında kendi iradesi ile hiç-bir baskı altında olmadan savunmada bulunacağını, kendisine, aleyhine var lan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek için imkan tanındığını, bunu savunması sırasında kullanacağını, avukatları ile atılı suçla ilgili savunma yapacağını belirterek, “ben daha önce Sulh Ceza Mahkemesi’nde ve savcılıkta savunma yapmıştım. O savunmalarını tekrar etmek istiyorum” dedi. 

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, Atalay Filiz’in 13 Haziran 2016 tarihinde Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’nda ve Sulh Ceza Hakimliği’nde verdiği ifadelerini okuyarak, bir diyeceği olup olmadığını sordu. Filiz, “İfademe bu aşamada eklemek istediğim bir şey yoktur” dedi. 
Mahkeme Başkanı Hüseyin Öztürk duruşmada, cezai ehliyetinin tam olduğuna dair Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ile Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporları okuması üzerine Atalay Filiz, “bir diyeceğim yoktur” dedi.
Mahkeme Başkanı’nın, yasal şartları oluştuğu takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini kabul edip etmediğini sorması üzerine Atalay Filiz, “öncelikle beraatımı talep ederim. Ancak mahkemenizce aksi ne karar verildiği takdirde hakkımda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini kabul ediyorum” dedi.Duruşmada tanık olarak dinlenen Güngör Köroğlu, “sanığın oturduğu binayı ben yapmıştım. Ancak sanığın kaldığı binanın mülkiyeti bana ait değildi. Apartmanın ortak dairesiydi. Ben memlekette iken sanık ve arkadaşının kısa süreliğine burada kalmaları yönünde bana telefon ettiler. Ben de diğer komşular gibi kira almadan bir süreliğine sanığın arkadaşı ile birlikte bu binada kalmasına müsaade ettim. Olayı ben görmedim. Haber verdiklerinde eve geldim. Polis ile birlikte eve girdik. Evde az miktarda kan izleri vardı. Olayda hayatını kaybeden Fatma Kayıkçı’ların bir çay bahçesi vardı. Sanık Atalay orada çalıştığı için biz de oraya gittiğimizde bize hizmet etmesinden dolayı kendisini tanırım. Orada kendisini Furkan olarak tanıyordum” dedi. 
Mahkeme Heyeti, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dosyanın Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
RAPOR DOSYAYA GİRDİ
Mahkeme, Filiz ile ilgili Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin 21 Haziran tarihli raporu ile ilgili bilgi verdi. Rapora göre Filiz 19 Haziran günü hastaneye yatırıldı. Yapılan muayene sonrası hayat raporunu hazırladı. Raporda, Filiz’in ceze sorumluluğunun tam olduğu vurgulandı. Rapor ile ilgili düşüncesi sorulan Filiz “Rapora bir diyeceğim yoktur” dedi. Mahkeme Filiz’in tutukluluğunun devamına, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için de dosyayı duruşma savcısına teslim etti. Davanın bir sonraki duruşması için ise 8 Ağustos’a gün verildi.
OLAY
Tuzla'da 2 çocuk annesi tarih öğretmeni Fatma Kayıkçı'yı öldürdüğü iddia edilen Filiz'in, 16 Eylül 2013'te o dönem tümgeneral olan Hasan Hüseyin Demirarslan'ın TÜBİTAK'ta çalışan oğlu Göktuğ Demirarslan ve onu ziyarete gelen kız arkadaşı Elena Radchikova'nın öldürülmesi olayına karıştığı da belirlenmişti. 3 yıldır aranan Filiz'in, sahte kimlikle yurtdışına kaçtığı ve bir süre sonra geldiği İstanbul'da yaşamaya başladığı, çevresine kendisini farklı kimlikle tanıttığı belirtilmişti. Menderes'te yakalanarak İstanbul'a getirilen Filiz, Kayıkçı'yı tasarlayarak öldürdüğü gerekçesiyle çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliğince 13 Haziran 2016'da tutuklanmıştı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Filiz hakkında, "bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak nitelikli hırsızlık" suçundan da 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.