ABD'ye: Arabuluculuk rolünü yitirdi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kudüs konusunda Washington’a, “Son adımıyla ABD, çözümün değil sorunun bir parçası olmayı tercih ederek, Ortadoğu barış sürecindeki arabuluculuk rolünü yitirmiştir” diye tepki gösterdi. Erdoğan, İngiltere’de BBC’ye röportajında ve düşünce kuruluşu Chatham House’daki ‘Türkiye’nin Bölgesel ve Küresel Vizyonu’ konuşmasında özetle şöyle dedi:

ABDye: Arabuluculuk rolünü yitirdi
BİR KEZ DAHA REDDEDİYORUZ
(ABD’nin Tel Aviv Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıması) Son adımıyla ABD, çözümün değil sorunun bir parçası olmayı tercih ederek Ortadoğu barış sürecindeki arabuluculuk rolünü yitirmiştir. Uluslararası hukuku çiğneyen, BM kararlarına aykırı bu kararı bir kez daha reddediyoruz. Uluslararası toplum bir an önce üzerine düşeni yaparak, İsrail’in artan saldırganlığını sona erdirmek için süratle harekete geçmelidir.
İç siyasi hesaplarla üç semavi dinin de kutsalı olan Kudüs’ün statüsünü değiştirmeye yönelik adımlar, uluslararası toplumun tüm itirazlarına rağmen bugün hayata geçiriliyor. Kendimizi 2. Dünya Savaşı öncesinin karanlık günlerinde hissetmekten alıkoyamıyoruz. Gerçekten de ‘İnsan insanın kurdudur’ sözünü haklı çıkartmaya çalışan bir tabloyla karşı karşıyayız.
SHAKESPEARE HAYATTA OLSAYDI...
Shakespeare eğer bugün hayatta olsa ve ‘Hamlet’ adlı eserini tekrar yazsaydı, inanıyorum ki Prens Hamlet’e yine aynı şeyi söyletirdi, ‘Dünyanın çivisi çıkmış’. Suriye’de yıllardır gözlerinin önünde çocukları katledilen annelere, ebeveynlerinin ölümünü izleyen çocuklara bakıp da başka bir şey söyleyebilmek mümkün değildir. Filistin’de sadece son birkaç haftada yaklaşık 50 kişinin keskin nişancılar tarafından özellikle hedef alınarak öldürüldüğünü, evlerine geri dönmekten başka talebi olmayan bin civarında insanın kasten vurulduğunu görüp de başka bir şey söyleyebilmek mümkün değildir.
Birleşmiş Milletler’in 196 üyesi de dönerli bir şekilde daimi üye olarak Birleşmiş Güvenlik Konseyi’nde görev almalıdır diyoruz. Dünyanın çivisi çıktıysa o çiviyi yerine sokacak olan sert bir çekiç darbesi değildir, işleri düzeltecek olan umuttur, diyalogdur, zulme karşı ortak mücadele yürütmektir, paylaşmaktır.
İRAN’LA ANLAŞMA, BARIŞ ADIMIYDI
(ABD’nin İran’la nükleer anlaşmadan çekilmesi) Obama ile İran arasında atılan o adım, olumlu bir adımdı, bir barış adımıydı. Ama şimdi bu barış ortadan kaldırılmak suretiyle yeniden bölgede bir sıkıntılı süreç başlayacak.
(İran nükleer anlaşmasının kurtarılma ihtimali) Amerika’nın takındığı tavrı diğer ülkeler kabul etmiyor. Biz diyorlar, Amerika’nın takındığı bu tavrı kabul etmiyoruz, biz ona da uymayacağız, bu kadar açık net ortada. Amerika’da şu andaki nükleer silahların sayısı ne kadar, Fransa’da nükleer silahların sayısı ne kadar, bütün hepsinde nükleer silah var. Bütün bunlar nükleer silahlarla dünyayı tehdit ederken, başkalarının nükleer silah edinmesini ise tehdit olarak kabul ediyorlar.
(ABD’nin kararının silahlanma yarışı başlatıp başlatmayacağı) Bakın Amerika, Suriye’ye 5 bin TIR silah gönderdi, 2 bin kargo uçağı silah gönderdi. Bu silahlar buraya niye geldi? Zaten bölgede böyle bir silahlanma yarışı şu anda Amerika tarafından sürdürülüyor.
BÖLGEDE SAVAŞI TETİKLEMEKTİR

BABADAN KALAN REJİM
(İsrail ve İran gerilimi) Şu anda kontrolden çıkmasından endişeleniyor musunuz sorusu, bana göre eksik olur. Şu anda İsrail bugün Suriye topraklarına 50 civarında füze atmışsa, bu nedir? Bu adeta bölgede bir savaşı tahriktir, tetiklemektir. Ve İsrail zaten buralarda, bu bölgede sürekli olarak terör estiriyor.
(Türkiye’nin Suriye’de rejime destek veren Rusya ve İran ile işbirliği) Ben Beşar Esed’e bugün de karşıyım, yanında değilim. Fakat gerek Rusya’yla, gerekse İran’la üçlü olarak attığımız bu adımlar, Suriye’deki halkın barışına yönelik bir adımdır. Eğer biz Amerika, İngiltere, Fransa, onlarla beraber bu işleri yürütebilseydik, bugün belki onlarla beraber bu süreci işletirdik. Ama onlarla beraber bu süreci işletemedik. Örneğin bir Rakka operasyonunda Amerika, terör örgütleriyle beraber hareket etti.
Bizim Kürt vatandaşlarımızla da, Suriye’deki Kürtlerle de münasebetlerimiz hiç olmadığı kadar iyi. Ama bir de orada terör örgütü olanlar var, birisi bunların PYD’dir, öbürü YPG’dir.
Kesinlikle biz Esed’in yerinde kalmasını tasvip etmiyoruz, istemiyoruz. Babadan kalan rejim, bütün ihanetiyle devam etmektedir ve bir terör devleti Suriye’de şu anda vardır.
SİVİLLERE ZARAR VERMİYORUZ
Suriye’de sivillere asla zarar vermeyecek şekilde operasyonlarımızı yürütüyoruz. Sivilleri kalkan yapan teröristler karşısında gerektiğinde kayıp vermeyi göze alıyoruz ama sivillere kesinlikle zarar vermiyoruz. Buna karşılık hem rejim güçleri hem teröristler hem de rejimle ve teröristlerle birlikte hareket eden ülkelerin güçleri kesinlikle böyle bir hassasiyeti yok.
AB MÜZAKERELERİ SİYASİLEŞTİRİLDİ
Avrupa’nın ve neredeyse tüm Avrupa kurumlarının bir parçası, çoğunun da kurucusu olan bir ülkeyiz. Avrupa Birliği’ne tam üyelik, her şeye rağmen stratejik hedefimiz. Buna rağmen, teknik bir konu olan müzakere süreci, ziyadesiyle siyasileştirilmiş, zorlaştırılmıştır. Diğer yandan Türkiye’de Arnavutluk nüfusundan daha fazla Arnavut, Bosna-Hersek’tekinden daha fazla Boşnak yaşıyor. Buna rağmen bölgeye sınırı dahi bulunmayan bazı ülkeler, Türkiye’yi Balkanlar’da hasım bir güç gibi göstermeye çalışıyor. Biz Balkanlar’ı nüfus alanı değil işbirliği alanı olarak görüyoruz.” 
İNSANİ YARDIMDA EN CÖMERT ÜLKEYİZ
BİLDİĞİNİZ gibi dünyada insani yardım konusunda Amerika birinci sırada, biz ikinci sıradayız, İngiltere üçüncü sırada. Milli gelire oranla baktığımızda Türkiye birinci sırada, Amerika ikinci sırada, İngiltere daha sonra. İnsani yardımın milli gelire oranında Türkiye olarak açık ara dünyanın en cömert ülkesiyiz.
BU İŞİ BİTİRDİK
(Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 füzelerinin, NATO ile uyumlu olmadığı iddiaları) “Bu yaklaşım tarzınızı ben doğru bulmuyorum. Zira Stoltenberg, NATO Genel Sekreteri çok açık net açıklama yaptı; üyelerimiz istedikleri ülkeden istedikleri gibi silahları alabilirler. Eğer ben Türkiye olarak Amerika’dan istediğim silahı alamıyorsam veya bir başka NATO ülkesinden alamıyorsam, bu silahı nereden buluyorsam oradan alırım. Ve biz Rusya’dan ortak üretim yapmak kaydıyla böyle bir anlaşmayı yaptık ve Rusya’dan da bu S-400’leri alıyoruz. (Bu konuda ABD Başkanı Trump ile de görüştüğünü anlatarak) Dedim ki siz bize verdiniz de biz sizden almadık mı? Vermediniz. Şimdi ise S-400’leri biz Rusya ile gayet iyi şartlarla alıyoruz ve alacağız, anlaşmalarımızı da imzaladık. Ve bu konuda bizim yani ‘Alalım mı almayalım mı’, böyle bir endişemiz artık yok, onlar geride kaldı. Biz işi bitirdik, imzalarımızı attık.
FETÖ’CÜLERİN İADESİNİ BEKLİYORUZ
(Başta 15 Temmuz darbe girişimi olmak üzere FETÖ’nün işlediği suçların adeta buzdağının görünen yüzü niteliğinde olduğunu ifade ederek) Bu örgütün ihtirasları tüm dünyayı tehdit edecek sapkınlıklara sahiptir. Ülkemizde bu örgütle ilgili kapsamlı davalar açılmış, adli takipler başlatılmıştır. İngiltere dahil tüm ülkelerden bu örgüte karşı adım atmalarını, sınırları içerisindeki örgüt mensuplarının ülkemize iadesini bekliyoruz.
ABDye: Arabuluculuk rolünü yitirdi
Premier Lig’in Türk yıldızları: Erdoğan, İngiltere Premier Lig’de oynayan Türk futbolcuları kabul etti.
KAZANANLAR ZİL TAKIP OYNARLAR
TÜRKİYE bir hukuk devletidir, bu hukuk devletinin içerisinde her şey işler. 17 ay öne çekmek suretiyle ana muhalefetin bize meydan okumasına karşı ‘Haydi buyurun’ dedik, onları meydana çağırdık; yaptığımız iş budur. Ve Türkiye bu hukuk devleti içerisinde de yine aynı şekilde erken seçime gitme noktasında, anayasa değişikliğini muhalefetle beraber yaptık ve hep birlikte bu demokratik kararı aldık ve şimdi de 24 Haziran’da seçime gidiyoruz; olay bu.
(Seçim sürecine ilişkin kaygılar) Türkiye’de sandık var ve bu sandığa AGİT de geliyor, farklı ülkelerden de davetler yapıyoruz ve hepsinin huzurunda oylar kullanılıyor. Ve bu oylar kullanıldığı zaman kim kazanır ortaya çıkacak. Biz tekrar kazanıyorsak herkes buna saygı duyacak. Kazanamazsak, biz kim kazanırsa ona saygı duyarız; olay bu kadar basittir.
(AK Parti’nin ve kendisinin kazanamama ihtimali) Bu soruyu bize niye sordunuz? Daha iyi işte, eğer kazanmama durumumuz söz konusuysa, kazanacak olanlar zil takıp oynarlar, rahat olun. Batı da siz de rahat olun, hele hele BBC çok rahat olsun. Tabii ki kazanmak için çaba göstereceğiz. Çünkü bizim bütün hedefimiz Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmaktır ve bunun için de ilk 10’a Türkiye’yi dünya ekonomisi içinde sokmaktır.
(Emeklilere iki ikramiye) Şimdi bu bizim dini bayramlarımız, işçiler ikramiye alır, memurlar almadığı için rahatsız. Bundan dolayı biz bu seçimde memurlar için de böyle bir adımı attık, böyle bir kararı aldık. Ana muhalefet bunu söylediği zaman kimse rahatsız olmuyordu, biz bunu söyleyince rahatsız oldular, niye rahatsız oluyorlar? Paramız var ki biz böyle bir ikramiyeyi memurlarımıza da veriyoruz.
(Yaşlılara verilen aylık 250 liranın da 500 liraya çıkarıldığını belirterek) Yaşlılar, bunlar bizim büyüklerimiz. Ama siz niye rahatsız oluyorsunuz, ben ondan özellikle yani şu anda rahatsız oluyorum.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.