Şebnem BURSALI:Millet kararını verdi


Türkiye'nin seçimine artık iki hafta kaldı.
Rakam ile yazar isek; 14 gün.
Sayılı gün çabuk geçer, bu süreyi bütün partiler en verimli şekilde geçirmeye, seçmene birebir dokunmaya, kendilerini neden seçmelerini istediklerini anlatmaya çalışıyor. Bu konuda AK Parti'nin açık ara sahada olduğunu söyleyerek hakkını teslim etmek gerek. Çünkü biz de Sabah Yazarlar Kulübü olarak gittiğimiz illerde bunu yerinde gözlemleme imkanımız oluyor.
Son olarak Adana ve ardından Gaziantep'e gittik.
Pazartesi de Trabzon'da olacağım. Her iki ilde, kadınların siyasette ne kadar etkin ve bilinçli olduğuna tanık olmak beni bir kadın olarak ziyadesiyle memnun etti tabii. Gittiğimiz illerde yaptığım konuşmalarda 24 Haziran seçimlerinin neden milat olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Her seçim kendi içinde muhakkak ki önemli ama gerçekten bu seferki seçim, kendinden önceki bütün seçimlerden daha kritik. Çünkü; eski Türkiye'yi isteyenler ile yeni, büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa edenler ve daha da etmek isteyenler arasında bir tercih yapılacağı için milat bu seçimler. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle birlikte siyasetin daha da güçleneceği, vesayet odaklarının artık siyaset üzerindeki tüm etkilerinin sona ereceği anlamına gelen bu sistemin, kurumsallaşmasında görev başında olacak Cumhurbaşkanı ve Meclis çok ama çok önemli. Sistemin kişilere bağlı olmaksızın, kurumsal bir düzende ve emniyette yürümesi açısından ilk temellerin atılacağı bu seçimde; eski Türkiye mi yeni ve büyük Türkiye mi istediğimize karar vereceğiz. Ve; gittiğim illerde sevinerek görüyorum ki; millet çoktan kararını vermiş..


İzmir 
ve Türk futbolunun efsane teknik adamlarından Ümit Kayıhan, genç yaşta Hakk'ın rahmetine kavuştu.
Tabutunun üstüne yıllarca hocalığını yaptığı çok sevdiği Göztepe formasıyla uğurlandı.


HAKKINI ARAYAN GENÇLER İÇİN
Şeref Malkoç, yakın siyasi geçmişimizde çok önemli yeri ve etkisi olmuş bir siyasetçi. Özellikle 28 Şubat sürecinde ve RP'nin kapatılması süreçlerinde hem hukuki hem siyasi her tür riski almış ve bunun bedelini ödemekten de korkmamış, çekinmemiş bir isim. Şeref Malkoç bugün artık siyasetçi olarak değil, Kamu Baş Denetçisi yani Ombudsman olarak yaptığı görevde yine çok önemli bir misyon üstlendi.
Devletin insanlara sunduğu hizmetlerin doğru ve düzgün işleyiş takibinde bireylerin muhatabı konumundaki Kamu Denetçiliği Kurumu'nun yeni olması dolayısıyla hem doğru anlatılmasıyla halkın doğrudan kullanımının sağlanması önemli hem de etkin olarak sonuç almakta insanların işbirliği yapmasında aracı rolü üstlenmesi açısından önemli. Türkiye'de icra dosyalarıyla birlikte 20 milyon dava dosyasının olduğu, 1 dosyada 2 taraf olduğu düşünüldüğünde bunun 40 milyon insanı ilgilendirdiğini düşünürsek, hem arabuluculuk kurumu hem hukuk ve adalete olan güvenin sağlam temelde tutulması hayati önem taşıyor.
Ve bu temelin ve eğitimin özellikle gençlerde verilmesi daha elzem. Türkiye'de 8 milyona yakın üniversite öğrencisi var.
200'ün üzerinde de üniversite.
Bu üniversitelerin 30'unda Ombudsmanlık Topluluğu var ve bu yıl bu rakamın 50'ye çıkartılması hedeflenmiş. Peki; neler yapılıyor bu topluluklarda?
Nasıl hak aranacağı ve ombudsmanlık kurumunun ne olduğu anlatılıyor. "Ağaç yaşken eğilir" sözü ne kadar doğru ise; gelin bunun devamında yapılan güzel işlere biraz daha yakından bakalım..

MALKOÇ'A TEKLİFİM VAR
Hafta başında Malkoç'un davetiyle çok özel bir organizasyonda bulunduk. Hak arama ile ilgili lise öğrencileri arasında grafik, kompozisyon ve resim yarışması düzenlenmiş ve 500'e yakın başvuru arasında her branşta 3'er öğrenci ödül almaya hak kazanmış.
Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak yürütülen bu projenin asıl amacı; ombudsmanlık müessesesini ve hak arama konularında farkındalık yaratma hedef kitlesinin üniversite öğrencilerinden sonra lise öğrencilerine de genişletmek.
Ödül töreninde gençlerle yaptığım sohbetlerde, hedefin tam anlamıyla tutturulduğuna da tanık olduk. Ama, tabii öğrencilerin Ankara'da okuyanlar olduğu gerçeğini hatırlarsak; bunun ilk etapta tüm Türkiye geneline yaygınlaştırılması gerektiği çok açık. Yarınları emanet edeceğimiz gençlerimizin kendinden emin, yaşadığı topluma ve kurallara saygılı, bu kurallara uymayanları uyaran ve kanunlar ve kurallar çerçevesinde gereğini yapan ve tüm bunları nasıl yapacağına dair yol gösteren bu tür çalışmalar gerçekten çok önemli. Bu konuda hem geçmiş tecrübelerini hem hukuk bilgisini hem siyasetten gelen ilişki yönetme kabiliyetini son derece ustaca kullanan Şeref Malkoç'a bir teklifim var. Sadece üniversitelerde topluluklarda değil, şehirlerde açılacak temsilcilikler yoluyla ve hem yaygın hem örgün eğitim müfredatına konulacak dersler ile nasıl hak arayacaklarını gençlere öğretelim. Ne dersiniz?

DERİN SÖZ
Çaba 
ne kadar büyük olursa, zafer de o kadar büyük olur..
PIERRE CORNEILLE

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.